• BIST 100

    9177,7%-0,39
  • DOLAR

    39,08% 0,29
  • EURO

    44,15% -0,02
  • GRAM ALTIN

    4139,64% 0,06
  • Ç. ALTIN

    6654,77% 0,31

ULUSLARARASI URLA GASTRONOMİ FİLM FESTİVALİ SONA ERDİ

Gastronomi ve sinemanın buluşma noktası Uluslararası Urla Gastronomi Film Festivalinde bu sene ilk kez düzenlenen 3 gün boyunca söyleşi, atölye, ustalık sınıfı, tadım etkinlikleri ve film gösterimleri etkinliklerine ev sahipliği

Kültür Sanat 26.05.2025 15:21:00 0
ULUSLARARASI URLA GASTRONOMİ FİLM FESTİVALİ SONA ERDİ

“Sofradan Beyaz Perdeye: Yemek ve Sinemanın Buluşma Noktası” temasıyla bu sene ilk kez hayata geçirilen Uluslararası Urla Gastronomi Film Festivali, üçüncü günde düzenlenen etkinliklerle noktalandı. 

Katılımcıları gastronomi ve sinema odaklı birçok etkinliklerle buluşturan festivalin son gününde Açık Perde Kısa Film Seçkilerinden; “Yağmurlu Kentin Altın Suyu: Çay, Suriye Mutfağı: İstanbul’da, Kargı, Apicus’un Sofrası, Yerüstü Yeraltı, Sinema ve Mutfak Kültürü, Kargı, Şehr-i Lezzet, Makarna ya da Mutluluk Üzerine, Apicus’un Sofrası” filmlerinin gösterimleri yapıldı.  Giovanni’s Smyrna ve SIDEWAYS filmleri de festival katılımcılarının beğenisine sunuldu. 

Urla’da Lezzet, Sinema ve Söyleşi Dolu Bir Final

Festivalin son gününde de birçok söyleşiye düzenlendi. Yönetmen Söyleşisi’nde Prof. Dr. Ragıp Tarancı, Yerel Gastronomi Ve Yerel Eşlikçiler etkinliğinde Meriç Sever, Gastronominin Görselliği etkinliğinde Prof. Dr. Mehmet Ali Kılıçbay ve Doç. Dr. Ahmet Uhri, Umursayan Bir Flanör İle Beyoğlu'nun İzinde etkinliğinde Umut Talu, Başroldeki Mutfaklar etkinliğinde Serdar Akar, Erkan Can, Ebru Korali, Güven Kıraç, Pıeter Bruegel’in “Karnaval Ve Oruç Arasındaki Savaş” Tablosu Üzerine etkinliğinde İsmail Ertürk, Ahmet Güzelyağdöken ve Yan Yollar Ve Karşılaşmalar etkinliğinde de Erkan Can, Güven Kıraç, Ceylan Ertörer Diaz ve Ercan Kesal festival katılımcılarıyla bir araya geldi. 

Sine Sınıf etkinlikleri kapsamında ise Fadik Sevin Atasoy’un katılımıyla “Oyunculuğa Bütünsel Yaklaşım” etkinliği düzenlendi. Ayrıca Sine Ustalık Sınıfı etkinliğinde de Yeşim Ustaoğlu festival katılımcılarıyla bir araya geldi. 

Festivalin son gününde de “Tasty Cinema” ile katılımcılar, film izleme deneyimini çoklu duygularla zenginleştiren özgün bir etkinliğe katılma fırsatı buldu. 

Festivalin Son Gününde de Birbirinden Değerli Konuklar Ağırlandı

Uluslararası Urla Gastronomi Film Festivali kapsamında düzenlenen “Yerel Gastronomi ve Yerel Eşlikçiler” etkinliğinde konuşan Meriç Sever, yerel gastronominin kültürel ve politik boyutlarına dikkat çekti. “Türk mutfağı”, “Ermeni mutfağı” gibi kategorilerin yeterince kapsayıcı olmadığını belirten Sever, yemek kültürünün esasen coğrafi ve sosyoekonomik etkileşimlerle şekillendiğini vurguladı. Osmanlı’dan Cumhuriyet’e uzanan süreçte mutfak kültürünün merkeziyetçi politikalarla biçimlendiğini anlatan Sever, bölgesel farklılıkların uzun süre gölgede kaldığını ifade etti. Günümüzde ise yerel ürünlerin ve tariflerin yeniden değer kazandığını, ancak bu dönüşümde içecek kültürünün hâlâ yeterince görünür olmadığını dile getirdi. Sever, gastronomiyi yalnızca tabakta değil, tarihsel ve kültürel bağlamıyla birlikte düşünmenin önemine dikkat çekti.

Festival kapsamında düzenlenen söyleşi etkinliklerinde Yönetmen Prof. Dr. Ragıp Tarancı ve Giovanni Ercolani ise şunları Tarancı filmi şans eseri bir doğum gününde Giovanni ile tanışıp, ona bir belgesel çekmek istediğini söylemesi üzerine bu mecraya başladıklarını aktarırken Giovanni ise “İzmir’de koku yok, müzik var beni İzmir’e bağlayan şey o müzik olmuştu. Tüm sesler birleştiğinde bir müzik ortaya çıkıyor.” dedi.

Uluslararası Urla Gastronomi Film Festivali kapsamında düzenlenen “Gastronominin Görselliği” etkinliğinde konuşan Prof. Dr. Mehmet Ali Kılıçbay, gastronominin sadece yemekle değil, aynı zamanda sınıf, kültür, tarih ve ideolojiyle ilişkili çok katmanlı bir alan olduğunu vurguladı. Sever, sinema örnekleri üzerinden yemek sahnelerinin sınıfsal ayrımları, toplumsal dönüşümleri ve sembolik anlamları nasıl yansıttığını çarpıcı örneklerle ortaya koydu. Amerikan filmlerinde fast food kültürünün, İngiliz yapımlarında ise sofra düzeni ve hizmet hiyerarşisinin öne çıktığını belirtti. Fransız ve İtalyan sinemasında yemek sahnelerinin zaman zaman ölüm, haz, sefahat ve çöküş metaforlarına dönüştüğünü ifade eden Sever, “mutfak”ın aslında bir sahne olduğunu söyledi. Tarihsel gerçekliklerin ihmal edildiği sinema örneklerine de değinen Sever, gastronomik unsurların yalnızca damakta değil, kültürel hafızada da iz bıraktığını dile getirdi.

Doç. Dr. Ahmet Uhri ise Salvador Dali’nin gastronomi kitabı üzerinden sanat ve yemeğin ilişkisini anlattı. “Issız Adam” filmine dair de değerlendirmelerde bulunan Uhri, bu filmin Türkiye’de gastronominin sinema aracılığıyla popülerleşmesinde önemli bir kırılma noktası olduğunu söyledi. Filmdeki karakterlerin yemekle kurduğu duygusal ve simgesel bağın altını çizen Uhri, özellikle havuçlu tarçınlı kek sahnesinin tarifin asla verilmemesiyle izleyicide bir merak ve eksiklik hissi yarattığını belirtti. 

“Umursayan Bir Flanör ile Beyoğlu’nun İzinde” etkinliğinde konuşan Umur Talu, ise Beyoğlu, yalnızca İstanbul’un değil, dünya şehirlerinin ortak belleğinde yer eden tarihi pasaj kültürünün en canlı örneklerinden biri olduğunu söyledi. Talu, “Sürekli değişen ve dönüşen yapısıyla geçmişin izlerini bugüne taşıyan bu bölge, mimarisi, dükkanları ve hikayeleriyle derin bir kültürel miras sunar. Türkiye'de bu dönüşümü belgeleyen, yaşamın ritmini yansıtan güçlü bir yazın geleneği bulunuyor.” dedi.

Festival kapsamında düzenlenen “Başroldeki Mutfaklar” etkinliği Serdar Akar, Erkan Can, Güven Kıraç ve Ebru Korali’nin katılımıyla gerçekleşti. Ebru Korali festival için herkese teşekkürlerini iletirken etkinlikte konuşan Serdar Akar “Eski filmlerde sofra neşe, muhabbet, beraberlik demekti şimdi o sofralar başka bir anlamlar için kuruluyor. Ama yemek diye bir şey var, filmin başlarında veya dizinin bir sahnesinde tuhaf bir şekilde seyirciyi bağlıyor. Bir çeşit formül gibi bir şey bir dizide veya filmde yemek sahnesi başlarda bir yerde var ise seyirciye güvenlik hissinden dolayı mı, insan inandırıcı hissinden dolayı mı belli değil, seyirciyi bağlıyor.”

Erkan Can “Sosyalleşmenin birincisi sofradır, sonra sanat. Tüm filmlerde yemek olmazsa olmaz gibi bir durum var. Zaten yemek herkesin hayatının tam içinde olan bir şey, o yüzden yemek göstermesek olmaz. Yemek herkesin hep hayatında her şey sofrada çözülüyor.”

Güven Kıraç “Herkes bir sofranın etrafında birleşir, sofranın etrafında ülkeler kurulmuştur. Sofra birleştirdiği gibi, sanatın da birleştiriciliği özellikle sinema sanatı, son sanatlardan biridir. Çok insanları kavrayan sanat ve gastronomiyle birleşince midemizin doyduğu, ruhumuzun doyduğu bir şeyden bahsediyoruz. Gastronomi ve sinema birbirini destekleyen, ileriye taşıyan, yücelten yükselten iki ayrı disiplindir.” dedi.

Uluslararası Urla Gastronomi Film Festivali kapsamında düzenlenen “Pieter Bruegel’in “Karnaval ve Oruç Arasındaki Savaş” Tablosu Üzerine etkinliği İsmail Ertürk ve Ahmet Güzelyağdöken katılımcılarla buluştu. Etkinlikte konuşan Ahmet Güzelyağdöken, yemek kültürünün toplumsal ve kültürel bir anlatı alanına dönüştüğünü ve bilgiye erişimin sınırlı olduğu dönemlerde başlayan bu yolculuğun, bugün disiplinler arası bir bakış açısıyla sürdürülen özgün bir kültürel katkıya dönüştüğünü aktardı. İsmail Ertürk ise “Gastronomi dediğimiz alan, mutfak kültürü, insan bilimleriyle yeniden buluşuyor ve daha insani bir bakış açısını mümkün kılıyor. Çünkü gastronomiye bütünlük içinde baktığımızda, mutfağa arkeolog da bakıyor, sanatçı da, iktisatçı da. Ve bu zenginlik, kültürü daha derinlikli anlamamızı sağlıyor.” dedi.

Usta İsimler Urla’da Buluştu

Uluslararası Urla Gastronomi Film Festivali kapsamında düzenlenen son söyleyişi ise “Yan Yollar ve Karşılaşmalar” oldu. Erkan Can, Ercan Kesal, Güven Kıraç ve Ceylan Ertörer Diaz Leon katılımıyla gerçekleşen söyleyişi de Ceylan Ertörer Diaz Leon filme dair bilgilerini aktardı. Ertörer, “Filmde aslında şunu görüyoruz, hayat bugünden ibaret aslında bazı şeyleri yapmak için özel anı beklememiz gerektiğini anlıyoruz.” dedi.

Erkan Can, “Yemek, sofra herkesi bir araya getiren ilk şey ve onun hemen yanında da sanat var zaten. Özellikle de sinema var yani sofrada insan ilk orada sosyalleşiyor. İlk sosyalleşmeye sofrada başlıyor ailesiyle ve diğer sofralarda. Bu festivalin birinci yılı ama sanki bende şöyle bir his uyandırdı sanki 10 senedir yapılıyormuş gibi çok düzenli, kompakt, organize, böyle huzurlu bir yer hissiyatım bu. Çok huzurlu ve çok güzel mekanlar yapılmış amaca uygun 100 sene sonra da bu festivali görmek istiyorum ya da biz yaşar mıyız bilmiyorum gençlere bayrağı vereceğiz. Onlar da devam ettirecek ama başlangıç muhteşem oldu bence o yüzden size teşekkür ederim bu yaptığınız için. Şarap gibi yıllansın festival.”

Güven Kıraç, “Sinema ve gastronomi birbirini çok yukarıya taşıyor, destekliyor. Artık gastronominin de mesela sinema sanatına ihtiyacı var çünkü çok iyi bir yemek yapıyorsunuz, çok iyi bir restoran hazırlıyorsunuz ama sizin tanıtılmaya, yani ya sinema marifetiyle ya işte televizyon marifetiyle, bir şekilde görsel bir malzemeyle tanıtılmaya ihtiyacınız var. Ne yazık ki çağ öyle bir çağ yalnızca iyi yemek yapmış olmak tek başına yetmeyebiliyor bazen onu duyurmak gerekiyor işte orada da devreye belki de böyle kol kola gireceğimiz sanatlar gerekiyor sinema da bunlardan bir tanesi.”

Ercan Kesal, “Bir yerin mekan yapan, onu yer olmaktan çıkartan bir şey lazımdı, o oluyor şu an burada. Burasının mekan olmasını sağlayan şey içine koyduğumuz anılar, biz bu anıları biriktirmeye devam ediyoruz. Hatasıyla, sevabıyla iyiliği ve kötülüğüyle yeni şeyleri denemek çok şahane bir duygu.”

 

Sine Sınıf Etkinlikleri Yoğun Katılımla Gerçekleşti

 

Sine Sınıf etkinlikleri kapsamında Fadik Sevin Atasoy’un katılımıyla “Oyunculuğa Bütünsel Yaklaşım” etkinliği düzenlendi. Etkinlikte konuşan Atasoy “Oyunculuğu bir enstrüman olarak görüyorum. Genelde hep “bir karakter yaratıyoruz” derler; sanki karakter dışarıda bir yerde duruyormuş da biz gidip onu alıyormuşuz gibi aksine biz karakteri alıp kendi içimize giydiriyoruz ama içimize giydirdiğimiz bir enstrümanımız var. İki bacak, iki kol, bir kafadan oluşan enstrümanın kendi içerinde bir çalışma biçimi var. Dolayısıyla sanat aslında bizim enstrümanımıza ayar yapmamıza yardım eden bir mucizedir. Oyunculuk konusunda en önemli şey ise enstrümanımın bilincinde olmak. Bedenimiz, zihnimiz, duygularımız bizim enstrümanımız. Karakter yaratmak dedik ya önce kendi enstrümanın bilincine vardıktan sonra yaratacağım karakteri alıp aslında kendi bedenime yüklüyorum, yaratacağım karakterin bedeni ne durumda onun zihni ne durumda onun duyguları ne durumda işte onun bu çerçevesini çıkarttıktan sonra nötr olan enstrümanıma karakteri alıp, ekliyorum. Yarattığımız karakteri bizim bedenimizdeki benzerliklerini, zıtlıklarını bulduktan sonra onu bedene giymek gibi bir şey aslında. Onun için bütünsel yaklaşımdan bahsederken beden, ruh ve zihin üçlemesinde oyunculuğun bir parçası olarak görüyorum.” 

 

Günün bir diğer Sine Sınıf etkinlikleri kapsamında düzenlenen seminerde konuşan Yeşim Ustaoğlu, Hemen hemen her filminde yol tutkusu olduğunu ifade etti. Yolculuk yapmanın, hayatı görmenin ve öğrenmenin; filmlerini yazarken ve çekerken ufkunu açtığına, yeni şeyler keşfettiğine faydası olduğunu dile getiren Ustaoğlu, kendisinin sanatın içinde özgürleştiğini dile getirdi.

Çektiği filmlerdeki yol, su, baba, ya gibi imgeler hakkında ise; bunun kendisiyle ve toplumla çok yatkın olmasıyla ilgili olduğunu belirten Ustaoğlu her filminin bugünle bağdaştırıldığını dile getirdi. İmgesel sinema yaratmayı sevdiğini de belirten yönetmen, mekanın kendisi için güzel olmaktan çıktığını mekana doğru zamanda doğru ışıkla girmeyi sevdiğini ifade etti. Ustaoğlu sözlerine şöyle devam etti; “Mekanların bir ruhu vardır. Size her şeyi söyler, ben de bana söylediği ruhtan bakmayı tercih ediyorum. Işığa da aynı şekilde bakıyorum. Işığı zaman olarak görürüm. Zamanın kendisidir. Bir karakterin zamanın içinde ne yaşadığını hissettirerek anlatmayı severim. Bunlar çok yoğun imge yönetimleri benim açımdan.

 

 

RESSAM AYSU KOÇAK’TAN SANATTA 50. YILA ÖZEL ETKİNLİK İLE KUTLUYOR.

USTA RESSAM AKIN EKİCİ’NİN “BİR ZAMAN FRAKTALI” KOLEKSİYONU SANATSEVERE BULUŞTU

25.ULUSLARARASI FRANKFURT TÜRK FİLM FESTİVALİ ANA JÜRİ İSİMLERİ AÇIKLANDI!

MS HASTALARI İÇİN GÜNEŞ IŞIĞI ÇOK ÖNEMLİ

Doğa ve kültürle iç içe 35 yılı geride bırakan ÇEKÜL Vakfı, kuruluş yıl dönümünü anlamlı bir etkinlikle kutlamaya hazırlanıyor. İzmir’in Torbalı ilçesinde yer alan 5000 yıllık geçmişe sahip Metropolis Antik Kenti, 31 Mayıs 2025 ta

YEŞİL ZEYTİN İHRACATI YÜZDE 43 ARTTI

İSKİ SUYUN HAFIZASI 3. KISA FİLM YARIŞMASI’NIN BAŞVURULARI BAŞLADI

TÜRK DERİ SEKTÖRÜ ÇİN’İN VERİMLİLİK SEVİYESİNE ULAŞACAK

“DOĞAL AFETLER TARIMSAL ÜRETİMİ OLUMSUZ ETKİLİYOR”

BEL FITIĞI GÖRÜLME YAŞI 15’E KADAR DÜŞTÜ!

“GERÇEĞE DEĞEN İHTİMAL” TÜM KİTAPÇILARDA!

ULUSLARARASI URLA GASTRONOMİ FİLM FESTİVALİ SONA ERDİ

TÜRKİYE’NİN EN İTİBARLI ŞİRKETİ SEÇİLDİ

OPET, BAYİLERİYLE ADANA’DA BULUŞTU

AKILLI ULAŞIMIN BAŞKENTİ “İSTANBUL” SEÇİLDİ

TÜTÜN KULLANIMI HER NEFESTE KANSERE YAKLAŞTIRIYOR

ANKARA BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ’NDEN 9 BİN ÜRETİCİYE 10 MİLYON 500 BİN SEBZE FİDESİ

MİNİK ELLERDEN ÇIKAN ESERLER, AKK’DE BAŞKENTLİ SANATSEVERLERLE BULUŞTU

GÜNLÜK GEREKLİ SIVI TÜKETİMİ FARKLI ŞARTLARA GÖRE DEĞİŞEBİLİR…

DİLCİ VE ÖKKE'DEN  “İKİ BİLGE BİR GÖZ” KARMA SERGİ

TGC BASIN MÜZESİ'NE BAHÇELİEVLER AYDIN DOĞAN LİSESİ ÖĞRENCİLERİNDEN ZİYARET

İMZALAR AYTAÇ ABLA İÇİN ATILDI

ENGELSİZ FİLMLER FESTİVALİ 2025 BAŞLADI

CAZIN SAHNESİ BU YAZ YİNE THE MARMARA BODRUM’DA!

HALI RESSAMI DEVRİM ERBİL'İN ESERLERİ ‘‘ŞEKERRENK” KİTABI İLE ÖLÜMSÜZLEŞİYOR!

3. ULUSLARARASI YEDİTEPE BİENALİ BAŞLADI

SEVDA-CENAP AND MÜZİK VAKFI KOROLARI TÜRKİYE KOROLAR ŞENLİĞİ’NDE

BİYOLOJİK ÇEŞİTLİLİĞİ KORUMAK YAŞAMI KORUMAKTIR

TARKAN’DAN YAZ SÜRPRİZİ: DÖNMÜYOR GİDEN

ADANA’DA “BEN, BİZ VE ZAMAN” SERGİSİ

Yükleniyor

LİG TABLOSU

Takım O G M B Av P
1.Galatasaray 35 29 1 5 58 92
2.Fenerbahçe 35 25 4 6 50 81
3.Samsunspor 35 18 10 7 13 61
4.Beşiktaş 35 16 8 11 19 59
5.İstanbul Başakşehir 35 16 13 6 6 54
6.Eyüpspor 36 15 13 8 5 53
7.Trabzonspor 35 12 11 12 11 48
8.Göztepe 35 12 12 11 8 47
9.Kasımpaşa 35 11 10 14 0 47
10.Konyaspor 35 13 15 7 -4 46
11.Rizespor 35 14 17 4 -9 46
12.Kayserispor 35 11 12 12 -11 45
13.Gazişehir Gaziantep 35 12 15 8 -5 44
14.Antalyaspor 35 12 15 8 -23 44
15.Alanyaspor 35 11 15 9 -9 42
16.Bodrum FK 35 9 16 10 -13 37
17.Sivasspor 35 9 18 8 -14 35
18.Hatayspor 35 6 21 8 -24 26
19.Adana Demirspor 35 3 28 4 -58 1