Tarih: 12.11.2018 18:10

BAYRAKTAR’DAN, ÇİFTÇİYE “ECRİMİSİL FIRSATINI KAÇIRMAYIN” UYARISI…

Facebook Twitter Linked-in

Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, Hazine arazilerinde ecrimisil ödeyerek tarım yapan yüz binlerce çiftçiye süre uyarısında bulundu. Bayraktar, yaptığı açıklamada, “ecrimisil fırsatını kaçırmayın” uyarısında bulunarak, “yıllardır bekleyen ve yılan hikâyesine dönen ecrimisil sorununu, 24 Haziran’daki Cumhurbaşkanlığı ve Milletvekili Genel Seçimleri’nden önce dönemin Başbakanı, TBMM Başkanımız Binali Yıldırım ile çözmüştük. Bu haktan yararlanmada başvuru süresi 19 Kasım Pazartesi günü sona eriyor. Çiftçilerimizin bu süreyi geçirmeden Milli Emlak müdürlüklerine kira sözleşmesi başvurusu yapması gerekiyor” dedi. Şemsi Bayraktar, uzun yıllardan bu yana Hazine arazilerinde yüz binlerce çiftçinin ecrimisil ödeyerek tarımsal üretim gerçekleştirmesine rağmen, Çiftçi Kayıt Sistemine (ÇKS) kaydolamadıkları için devletin sağladığı hiçbir destekten yararlanamadığını belirtti. Bayraktar, ÇKS’ye kayıt edilemeyen 8,57 milyon hektar arazinin yaklaşık yüzde 30’unu ecrimisil arazilerinin oluşturduğunu vurguladı. TZOB Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, yıllardır Türkiye Ziraat Odaları Birliği’nin takibinde olan konunun 24 Haziran 2018’de yapılan Cumhurbaşkanlığı ve Milletvekili Genel Seçimleri’nden önce dönemin Başbakanı Binali Yıldırım’a iletildiğini ve Yıldırım’ın talimatıyla sorunun çözüldüğünü belirtti. Bayraktar, şunları kaydetti: “Hazineye ait arazilerini ecrimisil ödeyerek tarımsal amaçla geriye dönük en az 3 yıl kullandığı, 31 Aralık 2017 tarihinden önce tespit edilen çiftçilerimiz, kira sözleşmesiyle, ÇKS kaydıyla devletin çiftçilere sağladığı her türlü destek ve imkandan faydalanabilecekler. Çiftçilerimiz, Hazine ile kira sözleşmesi yapmaları halinde ÇKS’ye kayıt olabilecek, tarımsal desteklerden, düşük faizli kredilerden, tarım sigortalarından yararlanabilecek, TMO’ya ürün teslim edebilecek, doğal afetlerden zarar görmeleri halinde düşük faizli kredilere yönelik borç ertelemelerinden de faydalanabilecek. Bu araziler için, çiftçilerimize, kira sözleşmesi yapmak şartıyla ecrimisil bedelinin yarısı üzerinden 10 yıla kadar doğrudan kiralama hakkı da verildi. Çiftçilerimiz, yükümlülüklerini yerine getirmeleri halinde, 10 yılın sonunda, isterlerse kira sürelerini uzatabilecek veya doğrudan araziyi satın alabilecekler.” Bayraktar, çiftçilerin 19 Kasım 2018 tarihine kadar, hatta bu tarihi de beklemeden bir an önce Milli Emlak müdürlüklerine kira sözleşmesi başvurusu yapması gerektiğini belirtti. Şemsi Bayraktar, “TZOB, konuyu sürekli takip ederek, kamu kurum ve kuruluşlarıyla defalarca yazışma yaparak ve her platformda gündemde tutarak ecrimisil sorununa çözüm getirilmesini sağladı. Yüzbinlerce çiftçimize çok önemli bir fırsat sunuldu. Çiftçimiz bu fırsatı kaçırmamalıdır” dedi.       “SAĞLIKTA YERLİ ÜRETİME GEÇİLMELİ”   Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın “Sağlıkta yerli ve milli atılım yapmalıyız”  açıklamasına Adana Diş Hekimleri Odası Başkanı Dt. Fatih Güler’den destek geldi, dental sektöründe unutulmadan bu hamlenin içerisine alınmasını talep ettiklerini söyledi. Son dönemde her alanda başlayan yerli ve milli üretim hamlesinin dental sektörüde kapsaması gerektiğini ifade eden Adana Diş Hekimleri Odası Başkanı Dt. Fatih Güler, “Adana Diş Hekimleri Odası olarak Milli Üretimi destekliyoruz. Şuan Türkiye’de Diş hekimliği Fakültelerinde birden beşe kadar okuyan öğrenci sayısı yaklaşık 23-24 bin civarındadır. Bu öğrenciler 5 yıl içerisinde mezun olunca demek oluyor ki 23-24 bin dental ürün satılacaktır. Bu sayının içerisinde mevcut diş hekimlerinin yenileme ihtiyacı duyup, alacaklar yoktur. Bu mevcudiyet ciddi pazar oluşturmaktadır. Dental ürünlerin %90’nında dışa bağımlılığımız sürmektedir.” dedi. Türkiye’de dental üniti yapan 1-2 firma olduğunu, kapasitelerinin bu aşrı karşılayamadığını söyleyen Fatih Güler,  açıklamasında şu görüşlere yer verdi: “Yerli ve Milli Üretimin yaşam bulması için dental sektörü alanına mutlaka destek, teşvik verilmelidir. Dental sektörde hastalarımızın tedavisinde kullandığımız dolgu maddelerinde, protetik materyellerde de ciddi anlamda dışa bağımlıyız. Büyük oranda ithalata dayalı bir sektörüz. Sadece implantta kabul gören yerli üretimimiz giderek ilerlemektedir. Ama makina ekipmanı ve temel olarak kullandığımız tedavi edici malzemelerde, restore edici malzemelerde büyük oranda dışa bağımlıyız. Bu durumda dental sektörü cari açık veren bir sektör haline dönüştürmektedir. “                


Orjinal Habere Git
— HABER SONU —