• BIST 100

    10643,58%3,14
  • DOLAR

    32,20% -0,22
  • EURO

    34,90% -0,22
  • GRAM ALTIN

    2504,01% 1,55
  • Ç. ALTIN

    3989,88% 1,04

BAYRAKTAR: KURAKLIK, ARAZİ TAHRİBATI VE ÇÖLLEŞME EN ÖNEMLİ ÇEVRE SORUNLARI

BAYRAKTAR: KURAKLIK, ARAZİ TAHRİBATI VE ÇÖLLEŞME EN ÖNEMLİ ÇEVRE SORUNLARI

Tarım 17.06.2021 21:29:02 0
BAYRAKTAR: KURAKLIK, ARAZİ TAHRİBATI VE ÇÖLLEŞME EN ÖNEMLİ ÇEVRE SORUNLARI

Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, “Yaşam üreten toprağın oluşması binlerce yıl sürüyor. Dünya yüzeyinde her yıl 24 milyar ton toprak; erozyon, çölleşme, kuraklık, iklim değişikliği ve diğer sebeplerden dolayı kaybediliyor. 24 milyar ton toprak kaybedilmesi, her yıl 1,2 milyar insanı yani her yıl Türkiye nüfusunun yaklaşık 14 katı kadar insanı etkiliyor. Unutmayalım ki toprak, kaybetmeyi göze alınamayacak kadar kıymetli bir varlıktır” dedi.

Bayraktar, her geçen yıl artarak devam eden arazi bozunumunu önlemek ve toprağı korumak için küresel boyutta önlemler alınması gerektiğinedikkati çekerek 17 Haziran Dünya Çölleşme ve Kuraklıkla Mücadele Günü’nde farkındalığın daha da artması gerektiğini bildirdi.

Çölleşmenin, iklim değişikliği ve insan faaliyetleri gibi çeşitli faktörlerden kaynaklanan arazi tahribatı olduğunu belirten Bayraktar, “Çölleşmeyle mücadele de yerelden küresele topyekûn bir iş birliği gerekiyor. Yaşamın kaynağı olan toprak ve su, tüm canlıları barındıran, besleyen ve onlara yaşama imkânı veren kaynaklardır. Bu kaynakların ne yazık ki hızla yaşlanan ve kirlenen dünyamızda sınırsız ve tükenmez olmadığını bilmemiz lazım” dedi.

“Türkiye Çölleşme ile Mücadele Sözleşmesi’ni 1998 yılında kabul etti”

Bayraktar, dünyanın ortak sorunu olan iklim değişikliğive insan etkileri de dâhil tüm etkenler sonucunda oluşan çölleşme ile kuraklığa karşı ortak bir mücadelegeliştirmek için Birleşmiş Milletler (BM) tarafından ‘Çölleşme ile Mücadele Sözleşmesi’nin 17 Haziran 1994 tarihinde kabul edildiğini ve Türkiye’nin debu sözleşmeyi 1998 yılında imzaladığını hatırlattı.

“Birleşmiş Milletler Çölleşmeyle Mücadele Sözleşmesi verilerine göre dünya üzerinde bulunan kurak alanların yaklaşık yüzde 70’i hâlihazırda tahribata uğramıştır” diyen Bayraktar, şöyle devam etti:

Çölleşme veya arazi tahribatı nedeniyle her yıl yaklaşık 24 milyar ton üst toprak tabakası kaybolmaktadır. Bu durum, yaklaşık 1,2 milyar insanı doğrudan etkilemekte ve 135 milyon insan ciddi risk altına girmektedir. Yaklaşık 10 milyon kadar insan çölleşme veya arazi tahribatı nedeniyle yaşadıkları bölgeleri terk ederek göç etmek durumunda kalmıştır.

Türkiye’nin de içerisinde bulunduğu Akdeniz Bölgesi’nde ise tropik ve subtropik bozkır ekosistemleri önemli ölçüde risk altındadır. Dünya üzerindeki toprakları genişletmek ya da su kaynaklarını artırmak mümkün olmadığına göre bize düşen görev, bu kaynakları kirletmeden, yok etmeden, verimli ve sürdürülebilir bir şekilde kullanarak gelecek nesillere, temiz ve verimli olarak bırakmaktır.”

Her geçen gün artan nüfus doğal kaynaklara talebi artırmakta ve çölleşmeye neden olmaktadır”

Ülkemizde tabii çöl bulunmadığını ancak coğrafi konum, iklim, topografya ve toprak şartları göz önüne alındığında ülkenin arazi tahribatına ve kuraklığa karşı hassasiyetinin arttığını belirten Bayraktar, “Bu durum çölleşme ve kuraklıktan en fazla etkilenen ülkeler arasında yer almamıza sebep olmaktadır. Ülkemizdeki çölleşmenin başlıca sebepleri toprak erozyonu, hatalı tarım uygulamaları ve arazi kullanımı, hatalı sulama teknikleri sonucu tuzlanma, bitkilerin yetişmesini engelleyen tuzlu, jipsli ve aşırı alkali reaksiyon gösteren ana materyaller, ormansızlaşma, aşırı otlatma ve üst toprağın kirlenmesi olarak bilinmektedir. Ayrıca her geçen gün artan nüfusdoğal kaynaklara talebi artırmakta ve çölleşmeye neden olmaktadır” dedi.

“Arazi bozulumu çölleşmeye yol açmaktadır”

Bayraktar, Türkiye’nin yüzde 22,5’i yüksek çölleşme, yüzde 50,9’unun ise orta düzeyde çölleşme hassasiyetine sahip olduğunu vurgulayarak,“Ekolojik olarak hassas olan alanlarımızda bitki örtüsünün tahribiyle tabii dengenin bozulması, toprak ve ana materyalin aşınmasına yol açmaktadır. Bu durum Türkiye’nin bütün bölgelerinde, arazi bozulumu dolayısıyla çölleşmeye yol açmaktadır” diyerek, şu bilgileri aktardı:

“Türkiye topraklarının toplam alanının yüzde 46’sı yüzde 40’tan fazla eğime, yüzde 62,5’ten fazlası da yüzde 15’in üzerinde eğime sahiptir. İklimi, topoğrafyası, toprak özellikleri ve sosyo-ekonomik şartlarına paralel olarak da orman, mera ve tarım alanlarında ciddi bir erozyon sorunu yaşanmaktadır.

Arazi kullanımının büyük bölümünü oluşturan tarım arazilerinin yüzde 59’u, meraların yüzde 64’ü, orman arazilerinin yüzde 54’ü çeşitli şiddette erozyona maruz kalmaktadır.

Ülkemizde meydana gelen toprak kayıplarında; yüzde 14,26 yağış, yüzde3,36 toprak, yüzde47,55 topoğrafya ve yüzde34,82 bitki örtüsü etkili olmaktadır.

Arazi kullanımı açısından değerlendirdiğimizde ise ülkemizde yer değiştiren toprağın yüzde38,71’i tarım, yüzde4,17’si orman ve yüzde53,66’sı da meralardameydana gelmektedir.

Türkiye orman varlığı 22 milyon 740 bin 297 hektar ile ülke yüzölçümünün yüzde29’udur. Bu alan içerisinde normal kapalı orman alanı 13 milyon 83 bin 510 hektar ile toplam ormanlık alanının yüzde58’ini, boşluklu kapalı orman alanı ise 9 milyon 659 bin 787 hektar ile toplam ormanlık alanın yüzde 42’sini oluşturmaktadır.

Son yıllarda orman alanlarımızda artış olsa da küresel ısınmanın ve iklim değişikliğinin tahribatı göz önüne alındığında bu alanları daha da artırmak gerekiyor.”

“Türkiye ormanları zengin biyolojik çeşitlilik değerlerine sahiptir”

Ormanların su rejimini düzenleme, toprak koruma ve atmosferik kirliliği önleme gibi yaşamsal işlevlerinin yanında, biyolojik çeşitliliğin korunmasındaki yeri ve rolünün son derece önemli olduğunu belirten Bayraktar, şunları ifade etti:

“Yakın zamana kadar ağırlıklı olarak odun üretim kaynağı olarak görülen ormanlar, son yıllarda Dünya’da ve Türkiye’de iklim değişikliğindeki rolü ve sağladıkları ekosistem hizmetlerinin önemi ile gündeme gelmektedir.

Birleşmiş Milletler Çölleşmeyle Mücadele Sözleşmesi’ne göre kuraklık, yağışların kaydedilen normal düzeylerinin altına düşmesi sonucu arazi ve kaynak üretim sistemlerini olumsuz etkileyen ve ciddi hidrolojik dengesizliklere yol açan tabii olay olarak tanımlanmıştır.

Kuraklığın kısa vadeli etkisi kullanılabilir su miktarının azalmasıdır. Su talebinin artmasıyla, su miktarındaki azalma insanlar ve ekolojik sistemler için susuzluk baskısına neden olmaktadır. Uzun vadede ise yeraltı su kaynaklarının, aşırı tüketimi karşılayamayacak duruma gelmesiyle ve yeni kuraklık dönemlerinin de etkisiyle durumun daha da kötüye gitmesine ve su kıtlığının ortaya çıkmasına neden olacaktır.

Kuraklığın da içinde olduğu hidro-meteorolojik afetler özellikle son yıllarda giderek artan bir şiddetle meydana gelmektedir. Jeolojik ya da jeofiziksel afetlerin oluşum sayısında gerçekte önemli bir değişiklik olmazken küresel iklim değişikliği ile ilişkili olarak meteorolojik, iklimsel ve hidrolojik afetsayılarında önemli artışlar olmuştur.”

“Dünyamız ve insanlık tehlike altındadır”

Bayraktar, “Dünyamız ve insanlığın geleceği çölleşme ve kuraklık yüzünden tehlike altındadır.İklim koşulları, yer şekilleri, toprak özellikleri, bitki örtüsü ve insan etkileşimi gibi nedenler ülkemizi çölleşmeye fazla duyarlı bir ülke durumuna düşürmektedir. Bu nedenle ülkemizde çölleşme ile mücadele ve kuraklığın etkilerini azaltmada acil tedbirlerin alınması gerekir” dedi.

TZOB Genel Başkanı Bayraktar, çölleşme ve erozyonla mücadelede yapılması gerekenleri şöyle sıraladı:

“Ormancılık faaliyetlerinin planlanmasında ve uygulanmasında erozyon riski dikkate alınarak toprağı koruyucu tedbirler uygulanmalı, ormancılık dışı faaliyetlere tahsis edilen alanlarda erozyon ve toprağın korunması için etkin bir denetim yapılmalıdır.

Tarım arazilerinde toplulaştırma çalışmaları yapılırken, rüzgâr erozyonu görülen alanlarda, rüzgâr perdesi, yeşil kuşak ve rekreasyon maksatlı ağaçlandırma alanları planlanmalıdır.

Toprakların çoraklaşmasını ve verimliliğin azalmasını önlemek maksadıyla atık sular ve tarımdan dönen drenaj suları, uygun arıtım sağlanmadan tarımda kullanılmamalıdır.

Gübre ve pestisit kullanımlarının mutlak surette toprak ve bitki analiz sonuçlarına dayandırılması için gerekli önlemler alınmalıdır.”


EVİNİ EVCİL HAYVANLARLA DOLDURMAK DA BİR HASTALIK!

ANTALYA’DA ÜRETİLİYOR, 110 ÜLKENİN SULARINDA YÜZÜYOR

GÖKTAŞ: EVDE BAKIM YARDIMINI HESAPLARA YATIRDIK

TÜRKİYE’DE OTOMOBİL PARKI 30 YILDA 6 KAT BÜYÜDÜ!

ÇOCUKLARDA OBEZİTE NEDEN ARTTI?

BİZ OKURSAK ÇOCUKLARIMIZDA KİTAP OKUR

ŞİŞECAM’DAN TAHVİL İHRACINDA REKOR ÜSTÜNE REKOR

TEDAVİDE BU HATAYA ASLA DÜŞMEYİN!

DÜNYA KURU VE KABUKLU MEYVE SEKTÖRÜNÜN EN BÜYÜK ORGANİZASYONU KANADA’DA GERÇEKLEŞTİ

AYVALIK RAHMİ M. KOÇ MÜZESİ’NDE AÇILIŞ

ÖZEL BİR REKLAM FİLMİ İLE KUTLUYOR

TÜRKİYE, TURİZMDE DÜNYANIN İLK DÖRT DESTİNASYONUNDAN BİRİ KONUMUNDA

5 ADIMDA ÖFKENİZİ KONTROL ALTINA ALIN

“İLK TÜRK KADIN RESSAMLARINDAN MİHRİ” SERGİSİ GAZİANTEP’TE…

GAZİANTEPLİ HEYKELTIRAŞ ÖZGÜR ÇAĞLAR, 30 ESERİNİ SERGİLEYECEK

BABACANOĞLU'NDAN İMZA GÜNÜ VE SÖYLEŞİ

ADANA ALTINORAN’DAN ETEM ÇALIŞKAN ETKİNLİĞİ

GÜRER: PATATES DEPODA 4 LİRA, MARKETTE 20 LİRA

DİKKAT! SAĞLIĞIMIZI TEHDİT EDEN BU ALIŞKANLIKLAR ÇOK YAYGIN!

TÜRK EĞİTİM VAKFI 57. YILINI TEV TÜRKİYE VİRTÜÖZLERİ ODA ORKESTRASI KONSERİ İLE KUTLADI

TESCİLLİ KARPUZ HASADI YAPILDI. ADANA’DA KARPUZUN KİLOSU MARKETTE 25 LİRA

ADANA ŞALVARI DA TESCİLLENDİ. TESCİLLİ ŞALVAR VALİ KÖŞGER’E HEDİYE EDİLDİ

ANKARA BÜYÜKŞEHİRDEN ULUS ZAFER ANITI SERGİSİ

PASİF AGRESİF KİŞİLİK ÖZELLİĞİ İLİŞKİLERİ TEHDİT EDİYOR!

“BİR BİLMECEM VAR ÇOCUKLAR” İLE PERDELERİNİ AÇIYOR

BAHAR YORGUNLUĞU İLE BAŞ ETMEK İÇİN 6 ÖNERİ

DÜNYA SOFRALARI TÜRK MEYVE SEBZE MAMULLERİYLE KURULUYOR

TÜRKİYE’DE 1.445 HASTA KALP NAKLİ BEKLİYOR

ÇEKÜL VAKFI GENEL SEKRETERİ B. ILGIN SÖZEN OLDU

DÜNYA TAHIL İŞLEME ENDÜSTRİSİ İSTANBUL’DA BULUŞTU

Yükleniyor

LİG TABLOSU

Takım O G M B Av P
1.Galatasaray 36 32 1 3 65 99
2.Fenerbahçe 36 29 1 6 61 93
3.Trabzonspor 37 20 13 4 17 64
4.İstanbul Başakşehir 37 17 13 7 10 58
5.Beşiktaş 37 16 13 8 6 56
6.Kasımpaşa 37 15 14 8 -4 53
7.Alanyaspor 37 12 10 15 3 51
8.Sivasspor 37 13 12 12 -8 51
9.Rizespor 37 14 15 8 -8 50
10.Antalyaspor 37 12 13 12 -5 48
11.Adana Demirspor 37 10 13 14 -3 44
12.Samsunspor 37 11 16 10 -8 43
13.Kayserispor 37 11 14 12 -12 42
14.Gazişehir Gaziantep 37 11 18 8 -8 41
15.Konyaspor 37 9 14 14 -11 41
16.Ankaragücü 37 8 13 16 -4 40
17.Hatayspor 37 8 15 14 -9 38
18.Fatih Karagümrük 37 9 18 10 -5 37
19.Pendikspor 37 9 18 10 -30 37
20.İstanbulspor 37 4 26 7 -47 16