• BIST 100

    9716,77%-0,05
  • DOLAR

    32,51% 0,13
  • EURO

    34,84% -0,27
  • GRAM ALTIN

    2433,61% -0,09
  • Ç. ALTIN

    3991,84% 0,00

BAYRAKTAR: KURAKLIK, ARAZİ TAHRİBATI VE ÇÖLLEŞME EN ÖNEMLİ ÇEVRE SORUNLARI

BAYRAKTAR: KURAKLIK, ARAZİ TAHRİBATI VE ÇÖLLEŞME EN ÖNEMLİ ÇEVRE SORUNLARI

Tarım 17.06.2021 21:29:02 0
BAYRAKTAR: KURAKLIK, ARAZİ TAHRİBATI VE ÇÖLLEŞME EN ÖNEMLİ ÇEVRE SORUNLARI

Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, “Yaşam üreten toprağın oluşması binlerce yıl sürüyor. Dünya yüzeyinde her yıl 24 milyar ton toprak; erozyon, çölleşme, kuraklık, iklim değişikliği ve diğer sebeplerden dolayı kaybediliyor. 24 milyar ton toprak kaybedilmesi, her yıl 1,2 milyar insanı yani her yıl Türkiye nüfusunun yaklaşık 14 katı kadar insanı etkiliyor. Unutmayalım ki toprak, kaybetmeyi göze alınamayacak kadar kıymetli bir varlıktır” dedi.

Bayraktar, her geçen yıl artarak devam eden arazi bozunumunu önlemek ve toprağı korumak için küresel boyutta önlemler alınması gerektiğinedikkati çekerek 17 Haziran Dünya Çölleşme ve Kuraklıkla Mücadele Günü’nde farkındalığın daha da artması gerektiğini bildirdi.

Çölleşmenin, iklim değişikliği ve insan faaliyetleri gibi çeşitli faktörlerden kaynaklanan arazi tahribatı olduğunu belirten Bayraktar, “Çölleşmeyle mücadele de yerelden küresele topyekûn bir iş birliği gerekiyor. Yaşamın kaynağı olan toprak ve su, tüm canlıları barındıran, besleyen ve onlara yaşama imkânı veren kaynaklardır. Bu kaynakların ne yazık ki hızla yaşlanan ve kirlenen dünyamızda sınırsız ve tükenmez olmadığını bilmemiz lazım” dedi.

“Türkiye Çölleşme ile Mücadele Sözleşmesi’ni 1998 yılında kabul etti”

Bayraktar, dünyanın ortak sorunu olan iklim değişikliğive insan etkileri de dâhil tüm etkenler sonucunda oluşan çölleşme ile kuraklığa karşı ortak bir mücadelegeliştirmek için Birleşmiş Milletler (BM) tarafından ‘Çölleşme ile Mücadele Sözleşmesi’nin 17 Haziran 1994 tarihinde kabul edildiğini ve Türkiye’nin debu sözleşmeyi 1998 yılında imzaladığını hatırlattı.

“Birleşmiş Milletler Çölleşmeyle Mücadele Sözleşmesi verilerine göre dünya üzerinde bulunan kurak alanların yaklaşık yüzde 70’i hâlihazırda tahribata uğramıştır” diyen Bayraktar, şöyle devam etti:

Çölleşme veya arazi tahribatı nedeniyle her yıl yaklaşık 24 milyar ton üst toprak tabakası kaybolmaktadır. Bu durum, yaklaşık 1,2 milyar insanı doğrudan etkilemekte ve 135 milyon insan ciddi risk altına girmektedir. Yaklaşık 10 milyon kadar insan çölleşme veya arazi tahribatı nedeniyle yaşadıkları bölgeleri terk ederek göç etmek durumunda kalmıştır.

Türkiye’nin de içerisinde bulunduğu Akdeniz Bölgesi’nde ise tropik ve subtropik bozkır ekosistemleri önemli ölçüde risk altındadır. Dünya üzerindeki toprakları genişletmek ya da su kaynaklarını artırmak mümkün olmadığına göre bize düşen görev, bu kaynakları kirletmeden, yok etmeden, verimli ve sürdürülebilir bir şekilde kullanarak gelecek nesillere, temiz ve verimli olarak bırakmaktır.”

Her geçen gün artan nüfus doğal kaynaklara talebi artırmakta ve çölleşmeye neden olmaktadır”

Ülkemizde tabii çöl bulunmadığını ancak coğrafi konum, iklim, topografya ve toprak şartları göz önüne alındığında ülkenin arazi tahribatına ve kuraklığa karşı hassasiyetinin arttığını belirten Bayraktar, “Bu durum çölleşme ve kuraklıktan en fazla etkilenen ülkeler arasında yer almamıza sebep olmaktadır. Ülkemizdeki çölleşmenin başlıca sebepleri toprak erozyonu, hatalı tarım uygulamaları ve arazi kullanımı, hatalı sulama teknikleri sonucu tuzlanma, bitkilerin yetişmesini engelleyen tuzlu, jipsli ve aşırı alkali reaksiyon gösteren ana materyaller, ormansızlaşma, aşırı otlatma ve üst toprağın kirlenmesi olarak bilinmektedir. Ayrıca her geçen gün artan nüfusdoğal kaynaklara talebi artırmakta ve çölleşmeye neden olmaktadır” dedi.

“Arazi bozulumu çölleşmeye yol açmaktadır”

Bayraktar, Türkiye’nin yüzde 22,5’i yüksek çölleşme, yüzde 50,9’unun ise orta düzeyde çölleşme hassasiyetine sahip olduğunu vurgulayarak,“Ekolojik olarak hassas olan alanlarımızda bitki örtüsünün tahribiyle tabii dengenin bozulması, toprak ve ana materyalin aşınmasına yol açmaktadır. Bu durum Türkiye’nin bütün bölgelerinde, arazi bozulumu dolayısıyla çölleşmeye yol açmaktadır” diyerek, şu bilgileri aktardı:

“Türkiye topraklarının toplam alanının yüzde 46’sı yüzde 40’tan fazla eğime, yüzde 62,5’ten fazlası da yüzde 15’in üzerinde eğime sahiptir. İklimi, topoğrafyası, toprak özellikleri ve sosyo-ekonomik şartlarına paralel olarak da orman, mera ve tarım alanlarında ciddi bir erozyon sorunu yaşanmaktadır.

Arazi kullanımının büyük bölümünü oluşturan tarım arazilerinin yüzde 59’u, meraların yüzde 64’ü, orman arazilerinin yüzde 54’ü çeşitli şiddette erozyona maruz kalmaktadır.

Ülkemizde meydana gelen toprak kayıplarında; yüzde 14,26 yağış, yüzde3,36 toprak, yüzde47,55 topoğrafya ve yüzde34,82 bitki örtüsü etkili olmaktadır.

Arazi kullanımı açısından değerlendirdiğimizde ise ülkemizde yer değiştiren toprağın yüzde38,71’i tarım, yüzde4,17’si orman ve yüzde53,66’sı da meralardameydana gelmektedir.

Türkiye orman varlığı 22 milyon 740 bin 297 hektar ile ülke yüzölçümünün yüzde29’udur. Bu alan içerisinde normal kapalı orman alanı 13 milyon 83 bin 510 hektar ile toplam ormanlık alanının yüzde58’ini, boşluklu kapalı orman alanı ise 9 milyon 659 bin 787 hektar ile toplam ormanlık alanın yüzde 42’sini oluşturmaktadır.

Son yıllarda orman alanlarımızda artış olsa da küresel ısınmanın ve iklim değişikliğinin tahribatı göz önüne alındığında bu alanları daha da artırmak gerekiyor.”

“Türkiye ormanları zengin biyolojik çeşitlilik değerlerine sahiptir”

Ormanların su rejimini düzenleme, toprak koruma ve atmosferik kirliliği önleme gibi yaşamsal işlevlerinin yanında, biyolojik çeşitliliğin korunmasındaki yeri ve rolünün son derece önemli olduğunu belirten Bayraktar, şunları ifade etti:

“Yakın zamana kadar ağırlıklı olarak odun üretim kaynağı olarak görülen ormanlar, son yıllarda Dünya’da ve Türkiye’de iklim değişikliğindeki rolü ve sağladıkları ekosistem hizmetlerinin önemi ile gündeme gelmektedir.

Birleşmiş Milletler Çölleşmeyle Mücadele Sözleşmesi’ne göre kuraklık, yağışların kaydedilen normal düzeylerinin altına düşmesi sonucu arazi ve kaynak üretim sistemlerini olumsuz etkileyen ve ciddi hidrolojik dengesizliklere yol açan tabii olay olarak tanımlanmıştır.

Kuraklığın kısa vadeli etkisi kullanılabilir su miktarının azalmasıdır. Su talebinin artmasıyla, su miktarındaki azalma insanlar ve ekolojik sistemler için susuzluk baskısına neden olmaktadır. Uzun vadede ise yeraltı su kaynaklarının, aşırı tüketimi karşılayamayacak duruma gelmesiyle ve yeni kuraklık dönemlerinin de etkisiyle durumun daha da kötüye gitmesine ve su kıtlığının ortaya çıkmasına neden olacaktır.

Kuraklığın da içinde olduğu hidro-meteorolojik afetler özellikle son yıllarda giderek artan bir şiddetle meydana gelmektedir. Jeolojik ya da jeofiziksel afetlerin oluşum sayısında gerçekte önemli bir değişiklik olmazken küresel iklim değişikliği ile ilişkili olarak meteorolojik, iklimsel ve hidrolojik afetsayılarında önemli artışlar olmuştur.”

“Dünyamız ve insanlık tehlike altındadır”

Bayraktar, “Dünyamız ve insanlığın geleceği çölleşme ve kuraklık yüzünden tehlike altındadır.İklim koşulları, yer şekilleri, toprak özellikleri, bitki örtüsü ve insan etkileşimi gibi nedenler ülkemizi çölleşmeye fazla duyarlı bir ülke durumuna düşürmektedir. Bu nedenle ülkemizde çölleşme ile mücadele ve kuraklığın etkilerini azaltmada acil tedbirlerin alınması gerekir” dedi.

TZOB Genel Başkanı Bayraktar, çölleşme ve erozyonla mücadelede yapılması gerekenleri şöyle sıraladı:

“Ormancılık faaliyetlerinin planlanmasında ve uygulanmasında erozyon riski dikkate alınarak toprağı koruyucu tedbirler uygulanmalı, ormancılık dışı faaliyetlere tahsis edilen alanlarda erozyon ve toprağın korunması için etkin bir denetim yapılmalıdır.

Tarım arazilerinde toplulaştırma çalışmaları yapılırken, rüzgâr erozyonu görülen alanlarda, rüzgâr perdesi, yeşil kuşak ve rekreasyon maksatlı ağaçlandırma alanları planlanmalıdır.

Toprakların çoraklaşmasını ve verimliliğin azalmasını önlemek maksadıyla atık sular ve tarımdan dönen drenaj suları, uygun arıtım sağlanmadan tarımda kullanılmamalıdır.

Gübre ve pestisit kullanımlarının mutlak surette toprak ve bitki analiz sonuçlarına dayandırılması için gerekli önlemler alınmalıdır.”


4. İSTANBUL DİJİTAL SANAT FESTİVALİ 2 MAYIS’TA AKM'DE BAŞLIYOR!

ÇETİN ÇETİNTAŞ ANLATIYOR: KARANLIK İNZİVA

İLKSEN UTLU’NUN YENİ KİTABI AHENK İÇİNDE

YERLİ SUSAM İÇİN  YERLİ ÜRETİM HAMLESİ

GALATAPORT İSTANBUL’A AVRUPA BIRLIĞI’NDEN ÖDÜL!

ENGELSİZ FİLMLER FESTİVALİ “ÇOCUKLAR İÇİN”  SEÇKİSİYLE SİNEMAYI KEŞFE ÇAĞIRIYOR

‘DENİZİN BÜYÜLÜ MELODİSİ’ OKURLA BULUŞTU

“AYÇİÇEĞİNDE ÜRETİM TÜKETİM KADAR ARTMIYOR”

BİR DENİZKESTANESİNİN ANILARI”, ERİMTAN ARKEOLOJİ VE SANAT MÜZESİ’NDE CANLANIYOR

13. INTERNATİONAL FİLMMAKER FESTİVAL OF NEW YORK, AÇILIŞINI TÜRK FİLMİ TURNA MİSALİ İLE YAPACAK

24.ULUSLARARASI FRANKFURT TÜRK FİLM FESTİVALİ ‘VEFA ÖDÜLÜ VE YAŞAM BOYU ONUR ÖDÜLLERİ BELLİ OLDU’

ÇİFTÇİLERİN SGK UYGULAMALARINDA YAŞADIĞI SORUNLAR

24.ULUSLARARASI FRANKFURT TÜRK FİLM FESTİVALİ ‘ÖN JÜRİ, BAŞVURULARI DEĞERLENDİRMEYE BAŞLADI’

“KADIN GÖZÜYLE HAYATTAN KARELER” FOTOĞRAF YARIŞMASI SONUÇLANDI

DOĞUŞ ÇOCUK SENFONİ ORKESTRASI İLE COŞKU DOLU 23 NİSAN KONSERLERİ

MİLYONLAR KARNAVAL İÇIN ADANA’DA BULUŞTU

ZÜLFÜ LİVANELİ’NİN GÖLGELER KİTABI  2023 YILININ EN İYİ HİKÂYESİ SEÇİLDİ

ÖLÜ YİYİCİLER, AYRINTI YAYINLARI’NDAN ÇIKTI!

BAHARDA SIK GÖRÜLEN CİLT HASTALIKLARINA DİKKAT!

ADANA PORTAKAL ÇİÇEĞİ KARNAVALINDA FERHAT GÖÇER KONSERİ

“BİR SİMİT MASALI” OKURLARIYLA BULUŞTU

2 AYDA 1 MİLYON 528 BİN 854 TON BUĞDAY İTHAL EDİLDİ

KALP SAĞLIĞI HAKKINDA DOĞRU SANILAN 7 HATALI BİLGİ!

ŞAİR VE RESSAM CAN EMRE DAĞ’IN “BİR “DÜŞ” GÖRDÜM” SERGİSİ

TÜRK İHRACATÇISI 2024 YILININ İLK ÇEYREĞİNDE BALKANLARA İHRACATINI YÜZDE 19 ARTIRDI

CEVİZİN 6 FAYDASI

RAHMI M. KOÇ MÜZESI YAPAY ZEKA DESTEKLI MÜZE DENEYIMINE ÖNCÜLÜK EDIYOR

TARHAN: “ÇOCUKLUK DÖNEMİNE İNMEK DÖNEMİ GEÇTİ”

TURİZMDE 2024’DE GELİR HEDEFİ 60 MİLYAR DOLR

KLASİK OTOMOBİL ŞAMPİYONASI’NIN İLK YARIŞI BAHAR RALLİSİ

Yükleniyor

LİG TABLOSU

Takım O G M B Av P
1.Galatasaray 33 29 1 3 56 90
2.Fenerbahçe 33 27 1 5 57 86
3.Trabzonspor 33 17 12 4 13 55
4.Beşiktaş 33 15 12 6 6 51
5.İstanbul Başakşehir 33 14 12 7 6 49
6.Rizespor 33 14 13 6 -6 48
7.Kasımpaşa 33 13 13 7 -4 46
8.Antalyaspor 33 11 10 12 0 45
9.Alanyaspor 33 11 10 12 -3 45
10.Sivasspor 33 11 10 12 -5 45
11.Adana Demirspor 33 9 10 14 5 41
12.Samsunspor 33 10 14 9 -6 39
13.Ankaragücü 33 8 12 13 -3 37
14.Kayserispor 33 10 13 10 -10 37
15.Konyaspor 33 8 13 12 -13 36
16.Gazişehir Gaziantep 33 9 17 7 -13 34
17.Fatih Karagümrük 33 8 16 9 -5 33
18.Hatayspor 33 7 14 12 -9 33
19.Pendikspor 33 7 17 9 -31 30
20.İstanbulspor 33 4 22 7 -35 16
1.Galatasaray 33 29 1 3 56 90
2.Fenerbahçe 33 27 1 5 57 86
3.Trabzonspor 33 17 12 4 13 55
4.Beşiktaş 33 15 12 6 6 51
5.İstanbul Başakşehir 33 14 12 7 6 49
6.Rizespor 33 14 13 6 -6 48
7.Kasımpaşa 33 13 13 7 -4 46
8.Antalyaspor 33 11 10 12 0 45
9.Alanyaspor 33 11 10 12 -3 45
10.Sivasspor 33 11 10 12 -5 45
11.Adana Demirspor 33 9 10 14 5 41
12.Samsunspor 33 10 14 9 -6 39
13.Ankaragücü 33 8 12 13 -3 37
14.Kayserispor 33 10 13 10 -10 37
15.Konyaspor 33 8 13 12 -13 36
16.Gazişehir Gaziantep 33 9 17 7 -13 34
17.Fatih Karagümrük 33 8 16 9 -5 33
18.Hatayspor 33 7 14 12 -9 33
19.Pendikspor 33 7 17 9 -31 30
20.İstanbulspor 33 4 22 7 -35 16
1.Galatasaray 33 29 1 3 56 90
2.Fenerbahçe 33 27 1 5 57 86
3.Trabzonspor 33 17 12 4 13 55
4.Beşiktaş 33 15 12 6 6 51
5.İstanbul Başakşehir 33 14 12 7 6 49
6.Rizespor 33 14 13 6 -6 48
7.Kasımpaşa 33 13 13 7 -4 46
8.Antalyaspor 33 11 10 12 0 45
9.Alanyaspor 33 11 10 12 -3 45
10.Sivasspor 33 11 10 12 -5 45
11.Adana Demirspor 33 9 10 14 5 41
12.Samsunspor 33 10 14 9 -6 39
13.Ankaragücü 33 8 12 13 -3 37
14.Kayserispor 33 10 13 10 -10 37
15.Konyaspor 33 8 13 12 -13 36
16.Gazişehir Gaziantep 33 9 17 7 -13 34
17.Fatih Karagümrük 33 8 16 9 -5 33
18.Hatayspor 33 7 14 12 -9 33
19.Pendikspor 33 7 17 9 -31 30
20.İstanbulspor 33 4 22 7 -35 16